Ein paar Fragen und Antworten vom PEN-Zentrum Deutschland, 2018 – kimi sorular, kimi cevaplar…

1.              Nürnberg’de kendinizi nasil hissediyorsunuz? Almanya’da güvende misiniz?

Nürnberg’de yaşamayı seviyorum. Küçük, sakin bir kent. Pegnitz boyunca yürümek bana iyi geliyor. Buranın sakinleri, özellikle komşularım benim için sıcak, dostça ve yardımsever.

Almanya’da fiziken kendimi güvende hissediyorum ama geleceğe dönük belirsizlik içten içe insanı kemiren bir kurt gibi. -Kendimi korumak için üzerinde durmamaya çalışıyorum.

2.              Almanya’daki umutlarınız, korkularınız nelerdir?

Birçok soru var; PEN’in kıymetli desteği bittiğinde Almanya’da kendi ayaklarım üzerinde yaşayabilmeyi başarabilecek miyim? –Her türlü yaşanır da, kendi üretim alanımda kalabilmek mümkün olacak mı?- 

Önemli sağlık sorunları çıkabilme ihtimali diğer gerilim nedeni, çünkü, buradaki sağlık masraflarını karşılayabilme koşulları oldukça ağır.    

Almanya/Avrupa değerlerine entegrasyon konusunda hiçbir sıkıntım yok; zaten bu değerleri ülkemde de görmek için mücadele etmenin bedeli olarak buradayım. Ancak, soru; Almanya beni kabul edecek mi?

Geldiğim ülke-Türkiye-de giderek daha da umutsuzlaşan politik koşullarla birlikte ‘dönüş’ fikri de giderek silikleşiyor. Burada kalışımın her yıl yeniden kuşku ve endişelere düşmeyeceğim şekilde yenilenmesini umuyorum.

3.              PEN desteği süresince planlarınız neler, bu zamanı nasıl kullanmak istiyorsunuz?

Bu süreyi PEN desteği bittiğinde Almanya’da kendi ayaklarım üzerinde yaşayabilecek donanımı elde etmeye çabalayarak geçirmeye çalışıyorum. Almanca öğreniyorum, Almanya’yı, Almanları, farklı göçmen gruplarını, buradaki yaşamın dinamiklerini anlamaya çalışıyorum. Yaşadığım ülkenin dilini öğrenmek en önemli konu gibi geliyor bana; sadece pragmatik nedenlerle değil, içinde bulunduğun topluma saygı ve onları anlamak açısından da. Bu nedenle vaktimin çoğunu –bu yaşta- Almanca gibi zor bir dili çözmeye çalışarak geçiriyorum. 

Davet edildiğim etkinliklerde konuşmalar yapıyorum; geçmişte yaptığım kimi filmlerimin -seyrek de olsa- gösterimleri oluyor.   

Birçok proje, belgesel fikri gelip geçiyor zihnimden ama doğrusu -hayatımın bu yeni sürecinde- henüz tam olarak, gerçekten ne yapmak istediğimi/burada neler yapabileceğimi tam olarak netleştirebildiğimi söyleyemem. Bu zorunlu savruluşta –geçmişe değil ama- kendime tutunup ayaklarımı nereye basabileceğimi kestirmeye çalışıyorum.

Öte yandan, öykülerimi yazıyorum tabi ki. Bir de ana taslaklar halinde belgesel projelerini…  

4.              Türkiye’nin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’de muhalefetin soluk alamaması bir yana, seçimlerin olağanüstü koşullarda ve muhalefete uygulanan büyük baskılar altında yapıldığı net olarak bilinmesine rağmen uluslararası sermaye ve dolayısıyla Avrupa ülkeleri yönetimlerinin –alttan alta- Erdoğan Türkiyesine desteğinin devamı da açıkça ortadayken; Türkiye’ye dair kısa vadede herhangi bir umut taşımıyorum. Ve buradan Türkiye’ye doğru bir şeyler söylemek de hiç içimden gelmiyor. –Bu konuda yeterince yazan çizen konuşan var.- Bu nedenle Türkiye’ye dönük gazete ve medya alanlarında çalışmak fikri de şimdilik hiç sıcak gelmiyor. Belki daha sonra… Ancak, öte yandan, Türkiye’deki sosyo-politik dinamikleri buradakilere anlatabilmeye çalışmak daha anlamlı geliyor…

Schreiben Sie einen Kommentar

Trage deine Daten unten ein oder klicke ein Icon um dich einzuloggen:

WordPress.com-Logo

Du kommentierst mit deinem WordPress.com-Konto. Abmelden /  Wechseln )

Facebook-Foto

Du kommentierst mit deinem Facebook-Konto. Abmelden /  Wechseln )

Verbinde mit %s

%d Bloggern gefällt das: