1 – Neden yurtdışına çıktınız? Ülkenizin durumu hakkında ne hissediyorsunuz? Geldiğinizden bu yana birşeyler değişti mi?
Hayata biraz gündelik akışın dışına çıkarak baktığımızda, her ne kadar herkesin birbirinin oyuncağı olduğunu görebilsek de, kişisel olarak farkındalık ve kabul dışında birilerinin oyuncağı olmak fikri insanı içten içe sinirlendiriyor doğrusu. Hele ki, bir diktatörün iki dudağı arasından çıkacak bir sözcükle işleyen sistemde kazanılmış bütün haklardan mahrum bırakılmak, ucu bucağı belirsiz sürelerle hapse girmek! Ne o, barış istedik diye! İçten içe toplumu çürüten nedenleri; görülmeyen, duyulmayan, yok sayılıp yok edilmek istenen hakları, halkları, varlıklarını, talepleri işaret ettik, yüksek sesle söyledik diye! Türkiye’de oyunun kuralları -hele ki yargı sisteminin kuralları- hep söylenegeldiği/olması gerektiği gibi işleseydi, elbette ki burada olmayacaktım. Yaşananlar kararların, atılan adımların sonucudur. Ama oyun, taraflarca belirlenen kurallar çerçevesinde kalırsa devam edersiniz. Taraflardan biri kuralları şiddetle, zorbalıkla, bin bir trükle kendi istediği şekle sokuyorsa, sonuna kadar direnir ve birgün ‘’Hayır! Artık yeter!’’ dersiniz. ‘’Senin yargı sistemine Teslim Olmuyorum, ben senin oyununda Yokum!’’
Weiterlesen „Ein paar Fragen und Antworten vom PEN-Zentrum Deutschland, 2019 – kimi sorular, kimi cevaplar…“